28 Şubat 2008 Perşembe


Bugun dolasirken ilginc bi yer buldum ...Aslinda buldum degil,vardi orasi, goruyordun sadece daha dikkatli baktim bu sefer..

Illizyondan para kazanilan bi yer...Goz yanilgisindan kendilerine pay cikartmislar...Hollogramlar sayesinde akamayn sular akiyor,ampuller yaniyor,kalp var atiyor..

O kadar dikkatli incelemisim ki bayan yanima sokuldu daha da ilginci var diye bakarak,soyle tabak gibi biseyin yanina cekti beni...Tabagin ust kismanda -kucuk bi domuzcuk- duruyordu...'Tut' dedi elimi uzattim ,havayi kavradim...

'Kasenin icine ne istersen koyabilirsin 'dedi ' o zaman o yukarda varmiscasina durucak'...

Oracikta ne konulur ki dedim.Neye her daim bakmak istersen,gozun neyi her daim gormek isterse...Ama -olmadigini bilmek- kandirmak kendini,bile bile aldatmak...

'Alicak misiniz?' dedi bayan
'Hayir' dedim,'yeteri kadar yanilgi varken bi de ustune para vermem ilginc olur...'

Ama yine de hollogramlar guzeldi...Yani en azindan hem gercek yuzunu hem olmayanini gosteriyor bi nevi sen farkindasin durumun...Farkinda oldugundan gozun sadece bakiyor,gonul gozu yada akil gozu devrede olmuyor...Salt bi organa yikiyorsun gorevi,cigerin nefes aliyor,dilin tatla bulusuyor, -duyabiliyorsan- iste kulagin sana ses topluyor ve gozunde bakiyor...

Bi de pek bi alaksiz olucak ama su koydugum resme saygidan aklima geldi Ozdemir Asaf'in siiri...Ne demismiss?

'Her seven sevilenin boy aynasidir ve sevmek osevilenin o aynaya bakmasidir...'

21 Şubat 2008 Perşembe


O erik kopartilacak muhakkak o daldan...Alinacak,tuza banilacak belki sonra agizda eksi eksi tat birakarak,mideye inecek...Mideyi eksitecek,karin agriyacak...Olsun,degmeli buna 'o erik 'dalindan kopartilmali...O erigin tadi eksi gelsede sadece ona kavusma ani hayal edilerek alinmali erik...


Belki evet,ev sahibi izin vermez o tada nail olmaya...Olsun bisikletle bi iki tur atilmali hedefin cevresinde,daireler cizilmeli...Bile bile eksiligi ve zorlugu devam edilmeli ...


Sahibi 'o erikler benimmm,ben istersem senin olur ve ben istedigim surece dalinda durular' dese de ve gozlerin erikler icin kivranirken,-zamani- olmamasinin verdigi huzursuzlukla devam edersin evin cevresinde tur atmaya,daireler cizmeye...


Sonucta herseyin sonu var,-noktasi -var,hadi noktasi olmasin daha iyi bi secenek -virgulu -var...Ama son var. Erik,agiza girmese de dalindan duser tum olgun seyler,olgun isler gibi...Olsun peki erik dalinda da guzel bu cok buyuk bi olgunluk herkes yapamaz,hele erik sever hic yapamaz ...Ama cabalar,yorulsa da ,pedal cevirmekten iflahi kesilse de,cabalar...

Ayni gorunumlu erikler halbuki siralanmistir manavda...Ustelik sanki vernikli gibi parlak,icine su basilmis gibi suludurlar...Ama ayni hazzi verir mi ...Vermez ,veremez yada vermemeli zaten...

20 Şubat 2008 Çarşamba


Beyaz her zaman guzellik getirmiyor iste...Zaten en guzeli olsa da beyaz ,en kolay kirlenen ,lekeyi belli eden renktir...Beyaz renklerin efendisi olmakla beraber, belki de bundan iste en urkutendir bazen,en korkutan...
'120' filmi gosterime girdi gecen cuma gunu...Beyazlarla dolu bir film bu...Film bittiginde kamasiyor gozleriniz beyazliktan,disari ciktiginizda kar bekliyorsunuz,sonra disarsi soguk oluyor mesela dilinin ucuna geliyor 'dondummm cabuk binelim arabaya ama...'tikaniyor biseyler bogazina o anda ...Cunku saguk dil iste derece>>>>7....Peki -7 olsa tikanmicak miydi?
Ozaman da tikanicakti tabiki ...
'120' filmi vasat denilebilicek gorsellige sahip aslinda ,muzikleri de keza ayni etkileyicilikten uzakta,diyologlar oldukca sig...Ama iste filmde -bi konu- var senin olan,benim olan,bizim olan...Iste bu nokta yakaliyor sizi ...
'120' cocuk,'120' gelicekten umutlu,beyaza meydan okuyan cocuk...Akil almaz sebeplerle cikan harp icin yola koyulan,geri donuste sadece-22-si evlerine ulasabilen,kanli canli '120'cocuk...
Bilmedigimiz,bize boluk boluk ogretilen 'gor' dedikleri icin gordugumuz gecmisimizden ayri ,isimleri bilinmese de ,okunmasa da kulaga dua gibi gelen '120'cocuk...'keskeleri'sevmem ama iste keske zaman gecmesiyle kuculen gonullere sahip olmasa cocuklarimiz...Bu '120'cocuk gibi -bembeyaz -olsa gonulleri ,sonra -busbuyuk -olsa,olabilseler oyle yetistirilebilseler keske ...

18 Şubat 2008 Pazartesi

Beyaz agri nedir?



SONRA beyazlik yutulmasi nedir?





Yokkk bu durum kardan dolayi dil,zira kendileri de cok gevsek ciktilar su an civik kivamindalar -eriyik-.Bu durum Penguende Altay Oktem in yazisinindan dolayi merak konusu oldu...Bi de tabi cok begendim-kendine kapanmak guzeldir aslinda-

16 Şubat 2008 Cumartesi

a-a-a-a-a antikoslaci

"AAAAAA

PaMuKKKKK mU yagiyoooooo?!"hayirrr gozum secemiyo ben ondan soruyorummmm....


Bidee bide "her leke kendisiyle cikar' ...Farkli yollar aramak oldukca buyuk zaman kaybidir bunu acikca soyleyebilirim ...

Enerji fazlaligini buraya aktarmak buyuk sersemlik....Getirin leke yapasim geldi ve tabi bu yuzden 'lekeler gotursun beni a-a-a-a!'....

14 Şubat 2008 Perşembe

Baba,51 yasinda....

Anne, 51 yasinda...

Bugun,14 subat....

Baba yorgun,baba hasta....

Anne yorgun,anne hasta....

28 yil ayni evde,ayni nefes....

Baba bi buket gulle gelio anneye....

Baba yorgun,guller arabada...

Ama orada en azindan....

Annenin yuzunden gullerle gelen gulumseme,karsidaki tanidik 20 yillik...

Anne hasta ,ama gulleri de var...

Kiz saskin,28 yil,14 subat, arabadaki guller,odaya mi gitse????

Hossunuz sizzz....




13 Şubat 2008 Çarşamba


Evet cocukken daha farkli hersey...O cizgi filme gulmek,o bebegi alinmasi icin beklemek -sabretmek-, seksekte yanmak ve sonunda aglamak, parka gitmek icin sozverilmis saate ulasmak adina zamani tuketmek ve tabiki su kar.........
Cok daha baska o zamanlar kar,karin yagmasi,karin beklenmesi cam kenarinda....O zamanlar kar iste bi -mucize- aciklanamaz beyazlik,sevinc kaynagi,hava durumuymus ne diyomus hic onemli degil,'bilimle aciklanir mi ki bu, yukardan pamuklar yagiyo kim nasil bilir yarin yagmicani...!.'
Sonra biraz geciyor ustunden,yine kar yagiyor...Eldivenlerin boyutlari degisiyor,pekala atkilar uzuyor,berelerde artik o kucuk ponponlar fazlalik gorulmeye baslaniyor,karin rengi de degismeye basliyor-renk kaymasi- zaman ilerliyor,kar artik ugrasilmasi,ustunde gezilmesi ,izlenilmesi zaman kaybi haline getirilen bi hava durumundan ibaret hale geliyor...'Su 0 in altinda donar ,sonra iste hava soguk ne olsun em kar yagabilir bu yagmur gibi dogal bi durum' cumlesi kaliyor agizlarda...
Sansli olanlar varsa bu durumda,kara hala pamuk gozuyle bakanlar ve onu kirleri ortmek adina kullanilan bi haliya benzetenler oluyor....Cunku bu insanlar -bakmasini -bildikleri icin cama bakarlar ,kari gorurler ama cok cok onemli bi nokta -kar tanelerinin arasindaki farki -algilayabilirler...Iste bu insanlar bunu gorebildikleri icin fark yaratirlar hayatlarinda ve hayatlarda....
Bu nedenle 'keske hep cocuk kalsak ve o hissettigimiz acilar sadece dusunce hissettiklerimiz olsa' soyleyeni anlamli oldugu icin ve kendisi de aslinda cok anlamli olup soyleyenine itaat ettigi icin guzel olmakla beraber geride saklanilmasi gereken bi cumle...Cunku yagan kar ayni kar iste,acinin hissi de keza ole ayni his,sevinc de ole ama ayni his iste...Sadece sorun su ayni-bakisa- sahip olabilmek...

11 Şubat 2008 Pazartesi

Bu guzel resim ,cok daha guzellerinin olduguhttp://www.deviantart.com/da
Normal sayilmayan,bezdirici bi trafikten sonra ulasilan bakirkoy,gorulen ve ozlenen Gokce miz ,anlatilan uff bi dolusu seyler ...Sacmalamalar ki sirf rahat rahat sacmalayalim diye ozlenen tekirdag,islaklik ,camur...

Sonra beklenen carsamba gunu,edilecek dualar,dualar ki 'dunya bu dualarin ustunde durur ' der ananem herzaman...Simdi carsamba gunu onemli bi gun kayida gidildiginden degil oldukca iskalanabilir bisey bu o dil tihh..Carsamba gunu efendim su Almanya isimizin nereye varicagi az cok kestirilecek,konusulacak,kafa patlatilicak...
Ve sey dedik iste birlikte onca skinti ,dert adi ne ise iste kendimizi iyi hissettirmeyen su konu bi yolunu bulsun hicbirinin bi ehemiyeti kalmicak yani kalicak ama 'olsun demekki yasanilan zorluklar hani su kisa zamanlarda bu zaman icinmis' denilecek....Birazcik sansa ihtiyacimiz var,dedigim gibi az cok az azi kafiii....

8 Şubat 2008 Cuma

Hani azicik,cok az iste birazcik daha kolay olsa olmaz mi?Biraz daha zorlamayan ,yag gibi akip gitsin demiyorum yokkkk...

Akmaktan akmaya fark oldugunun ben farkindayim,uzun zamandir farkindayim .Ama yok iste azicik pihtilasma olmasa,tortular kalmasa,tikanikliklar olmasa ben daha iii hissedicem kendimi...Daha guzel konusucam,daha guzel dinlicem,daha guzel bakicam,daha guzel hissedicem,daha guzel anlicam....'gelisiguzelliklerim' onlar iste anlamlarina ihanet etmeden guzel gelicekler ve bide gelisleri guzellestiricek herseyi...
Az ,azla yetinmek gerek az biraz kolaylik sadece bu,yeterli...

5 Şubat 2008 Salı



"Bugunlerde herkes gitmek istiyor bir yerlere
kucuk bi sahil kasabasina,
bi baska ulkeye,daglara,uzaklara...

Hayatindan memnun olan yok...
kiminle konussam ayni sey?
herkesi,herseyi birakip gitmek istigi.

Oyle'yanina almak istedigin 3 sey'falan yok!
bi kendisi
bu yeter zaten.
Herkesi,herseyi goturdun demektir.
keske kendini de birakip gidebilse insan...
Ama olmuo...

Hadi kendimize raziyiz diyelim,oteki de olmuyor
Yani herseyi yuzustu birakmak da goze alinmiyor.

Boyle gidiyoruz iste,
bir yanimiz 'kalk gidelim',
obur yanimiz' otur' diyor.

'otur' diyen kazaniyor
Oyan kalabalik zira...
is,guc,sorumluluk,coluk cocuk
guvende olma duygusu
en kotusu 'aliskanlik'...
aliskanligin verdigi rahatlik,
monotonlugun verdigi bikkinligi yeniyor
KALIYORUZ
kus olup ucmak isterken,agac olup kok saliyoruz...
.............

hayata omur veriyoruz
bir omur karsiligi,bir omur yani
ne sacma...
bahar midir bizi bu hale getiren
galiba..."CAN YUCEL




1 Şubat 2008 Cuma



Dil ne kadar onemliyse ,goz de onemli ...Belki de daha da fazla onemi var...Gozle anlatilan,goze dokulen,gozden akan,gozden gecen,gozden cikarilan ve bicogu cok onemli aslinda...


Yani illa goz temasi kurulmali kimse konustugun,sonra konusurken gozunu kacirandan kendini de kacirmalisin mesela cunku eger gozleri kaciyorsa kendisi de gidiyor,kaciyor demektir...Goz onun gonul evine,akil evine acilan perdeyken gormek icin bakmak lazim...

Tabi gozun normal halde bile ne kadar kiymetli oldugunu soylemem kelime israfi olur gayet farkindayim...Ama su lenslerle bu kadar icli disli oldugum icin son zamanlarda sanirim daha da kiymet yukledim gozlere...


Simdi Mahrem i yeni bitirdim e bir de ondan etkilendim tabi...Gozle ilgili ancak bu kadar guzel aciklamalr yapilabilinir...

Mesela ;"gozbebegi:Karanlik ve uzaklik buyutur gozbebegini,aydinlik ve yakinlik kucultur.Yani bu karasiz cember,isik varsa kuculur,isik yoksa buyur...Yakina bakarken de kuculdugune gore,yakin olan aydinliktir,aydinliktadir...Uzagin payina karanlik duser,zaten karanligi kimse yakininda gormek istemez..
Asik olunca da buyur gozbebegi;demekki asik olunan hep uzaktadir.Aradaki mesafeninverdigi aciyi azaltmak icin,masuka'gozbebegim!' denir..."
Bu iste salt bir organ gibi davranmak 'goze' Tanrim nasil bir yanilgiya dusmektir...
Goz bebegim
gozumun nuru ,goz yasi
gozunden sakinmak,goze gelmek,
gozledim,gozden dustum,goz suzdum
gozu yollarda kalmak, gormek,gormek,gormek,gormek ki zaten' merak etmek,gormek istemek demekti...."